Bu gün 24 Temmuz 1923 te imzalanan Lozan Barış Antlaşmasının 89. yıl dönümü, Lozan antlaşması; Türk ulusunun köyden kente, batıdan doğuya tüm bireyleri ile göstermiş olduğu kurtuluş mücadelesinin ulusal direncin, dayanışmanın ve kenetlenmenin zaferle sonuçlandığını tüm dünyaya ilan edilişinin adıdır.

             Lozan Antlaşmasının anlayamadığım bir şekilde küçümseyenlerin Lozan ın ne kadar büyük bir zafer olduğunu anlayabilmeleri için güncel tehdidini hala koruyan Sevr in maddelerini iyi incelemeleri ve emperyalistlerin bu maddeleri bu gün ve gelecekte nasıl yürürlüğe koymak istediklerini iyi gözlemlemeleri gerekmektedir.

 Bizler kalbimizde ve beynimizden hiçbir zaman silmediğimiz Misak-ı Milli sınırlarımızı düşünerek başlattığımız kurtuluş mücadelemizde sadece Yunanlıları değil tüm dünyayı yendiğimizin en açık göstergesi Lozandır. Çünkü bu antlaşmayı biz savaşta yendiğimiz Yunanlılarla değil hemen hemen tüm Avrupa devletlerinin yanı sıra Japonya ile dahi yaptık bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti diğer tarafta tüm dünya devletlerinin olduğu bu metni çok önemsemeliyiz.

 Bu gün ulus devletini savunmak birilerine göre geri kafalılık birilerine göre statükoculuk olarak anılıyor ve adeta bu konularda farklı düşünsel dayatmalara maruz kalıyoruz. Bizler, bildiğimiz doğru yoldan yürümeye devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki geçmişini bilmeyen, ondan ders almayan geleceğini de planlayamaz.

 Bu sebeple Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş belgesi, ülkemizin tapu senedi olan Lozan Antlaşmasının yıl dönümünü kutlamak ve yapılanları anımsamak, anımsatmak hem ülkemiz için hem şahsım ve Çankırı Barosu için hem de hepimiz için çok büyük önem arz etmektedir. Bu yüzden genç kuşaklarımıza Misak-ı Milliyi, Sevr’ i, Lozan Antlaşmasını her daim anlatmalıyız.