KAMUOYUNA
Ülkemizde yalnızca 2021 yılında 300’den fazla kadın öldürüldü. Münevver Karabulut’tan, Başak Cengiz’e, Özgecan Arslan’dan Azra Gülendam Haytaoğlu’na, adını bildiğimiz-bilmediğimiz, basına yansıyan-yansımayan, belki Dünya’nın diğer ucunda, belki yanı başımızda şiddete uğrayan, öldürülen her kadının acısı hala çok taze. Biz şiddete uğrayan, öldürülen her kadın için “şiddete hayır” derken, içinde bulunduğumuz şu an bile belki ülkemizde belki Dünyanın başka bir yerinde bir kadın, yalnızca kadın olduğu için, şiddete maruz kalmaktadır. Bu isimler, bu sayılar bizlere yabancı değil. Belki komşunuz, belki anneniz, belki arkadaşınız belki de sizsiniz. Toplumda artık yaşanan bu şiddet olayları o kadar kanıksandı ve hayatın içinde yer etti ki, artık haberlere şaşırmıyor, bir anlık üzülüp daha sonra unutuyoruz. Biz kadın cinayetlerini normalleştirmiyor, alışmıyor, kabullenmiyoruz. Ve her seferinde sesimizin daha gür çıkması için uğraş veriyoruz.
“O saatte orada ne işi varmış”, “ama mini etek giymiş”, “ ya benimsin ya kara toprağın”, “kızını dövmeyen dizini döver”, “ namus cinayeti” vb. hepimizin duymaya alıştığı pek çok kalıp kadına yönelik artan şiddetin toplum içinde normalleştirilmesi, haberlerin birkaç saat içinde unutulması ve olağan hayatın seyrinde devam etmesine neden olmaktadır.
Erkek egemen bakış açısının bir sonucu olarak, kadına yönelik şiddet haberlerinde dahi kadını suçlayıcı, ötekileştirici ve eril bir dil kullanılmaktadır. Okuyup geçtiğimiz bu haberler bile kadına yönelik psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddete zemin hazırlamaktadır. Mevzuatın uygulanmasında ortaya çıkan aksaklıklar, eğitimsizlik, cezaların yeterince caydırıcı olmaması, 6284 sayılı yasanın yeterince işlevselleştirilmemesi gibi birçok sebeple kadın cinayetlerine her gün bir yenisi eklenmektedir ve şiddetin dozu gittikçe artmaktadır. Şiddetle topyekûn mücadele için toplumsal farkındalık ve duyarlılığın artırılması, şiddetin her türüne karşı toplumun bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerini lanetliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin artık son bulması için hukuki mücadelemizi devam ettireceğiz. Çankırı Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak kadının insan hakları mücadelesini yılmadan sürdüreceğimizi ve suçluların hak ettiği cezayı alması için hukuki süreci yakından takip edeceğimizi bir kez daha kamuoyuyla saygıyla paylaşıyoruz.
Av. Fatma Gülçin KÖRHÜSEYİN Av. Hamide ÖRENGÜL Av. Büşra ÖZKUL
ÇANKIRI BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU