ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ BASIN DUYURUSU
Tarih: 21.11.2018 | Okunma Sayısı: 2422

ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ BASIN DUYURUSU

 

 

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989'de oy birliği ile kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin oybirliği ile kabul edildiği gün, tüm dünya çocukları için ‘Çocuk Hakları Günü” olarak kabul edilmiştir. Çocuk Hakları Sözleşmesi, dünyada toplam 193 ülke tarafından imzalanmış ve en fazla ülke tarafından kabul gören uluslararası belge olma özelliğine sahiptir.

 

Türkiye, 1990 yılında 54 maddelik bu sözleşmeye taraf olmuştur. Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi, ülkemizde 4 Mayıs 1995 tarihinden itibaren iç hukukta yaptırım gücüne sahiptir.

            Sözleşmedeki taraf devletlerin çocukların tüm haklarını korumak zorunda olduğu ilkesi bu sözleşmenin amacı olsa da, ne yazık ki sözleşme prensiplerinin çocukların yaşamında yeterince yer alamadığı görülmektedir. Çocuk Hakları Sözleşmesi ve devamında kurulan BM Çocuk Hakları Komisyonu’nun tüm çalışmalarına rağmen, bugün çocuklar hâlâ toplumun istismara en açık ve savunmasız grubunu teşkil etmektedir.  Zira dünya çapında ve ülkemizde çocuk işçiliği, çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet vakıaları her geçen gün artmaktadır.

Türkiye'de çocuk istismarı ile ilgili birkaç araştırmaya değinecek olursak;

  • Cinsel Şiddet Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne göre; çocuk cinsel istismar hükümlülerinin yüzdesi % 42.5 iken (2006 yılında) % 58.8'e (2016'da) yükselmiştir. Cinsel suç mağduru olan çocukların yüzdesi 2014'ten 2016'ya % 33 artmıştır.

     

  • Çocuğa yönelik cinsel sömürü alanında çalışan ECPAT Türkiye raporuna göre; 2002'den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yapmıştır. 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçmiştir.

     

  • Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün 2017 yılı verilerine göre, 2017 yılında 89 bin 725 dosya cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar kapsamında incelenmiştir. Şüpheliler hakkında 2017’de verilen toplam 89 bin 725 kararın, 33 bin 441’inin çocuğa karşı işlenen cinsel istismar olduğu bildirilmiştir. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların %37’sini “çocuk istismarı” oluşturmuştur. 17 bin 483 dosya, sanığın reşit olmayan bireyle cinsel ilişkiye girdiği tespitiyle değerlendirilmiştir.

 

Tüm bu veriler durumun vahametini ortaya koymakta olup, özellikle bu konuda çocuklara yönelik koruyucu ve önleyici tedbirler yönünde çalışmalar yapılması gerekliliğini gözler önüne sermektedir.

Mevzuatımızda da çocukların cinsel istismarına yönelik özel düzenlemeler bulunmaktadır. Çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel suçlar daha ağır yaptırıma bağlanmıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103.maddesi  “çocukların cinsel istismarı” başlığını taşıyan bu maddede, çocuğa yönelen istismarın tanımı yapılmış, cezanın alt ve üst sınırı hüküm altına alınmıştır:

Çocukların Cinsel İstismarı

 

Madde-103

 

1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;

a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

 b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.

(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.

(3) Suçun;

a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

 c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,

d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur

Reşit olmayanla cinsel ilişki

Madde 104

(1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3)Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.

Tüm bu yasal düzenlemeler dışında, çocuklara kendilerini cinsel istismardan nasıl koruyabilecekleri ve riskleri önceden fark ederek ne tür önlemler alabileceklerine ilişkin farkındalık kazandırmak amacıyla eğitimler ve bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır.

Geleceğimiz için çocuklarımızı korumanın en temel görevimiz olduğu bilinciyle hareket ettiğimizi bildirir, Çankırı Barosu olarak çocuklarımızın her türlü yasal hakkının  korunması ve uygulanmasında takipçi olduğumuzu kamuoyuna duyururuz.

                                                           Çankırı Barosu Çocuk Hakları Komisyonu

                                                         Av. Nurhan TAPLAKTEPE   Av. Büşra ÖZKUL

23.11.2024
AV. MUSTAFA DENİZ
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.