Yeni bir Adli yılın başlangıcındayız. Bu başlangıca iyi dileklerden ziyade eski adli yıllardan ders alarak başlamak toplumun her kesiminin malumudur. ‘Yeni’ dediğimiz bu adli yılın gerçekten yeni olabilmesi için Yargının, hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde adalete ve hakka yönelmesi, topluma karşı silah olmadan öte vatandaşların ve onların özgürlüklerinin güvencesi olması gerekir. Millet adına hareket etmesi gereken Hukuki aktörlerin adeta Mankurtlaşarak kararlar vermesinin, başta bu ülkedeki ordu mensupları olmak üzere vatandaş ve sistem üzerinde bıraktığı onarılmaz yaralar ortadadır. Önceki yıllarda yapılan uygulamalar yüzünden hukuka olan güven yapılan anketlerde maalesef çok düşmüştür. Vatandaşın Hukuk sistemimize tam manasıyla güvenmesi açısından, resimden ziyade resmin çerçevesini iyi belirlemeli tüm hak ve özgürlüklerimiz eksiksiz olarak güvence altına alınmalıdır.
Yargının kurucu unsuru olan ve vatandaşın vekili olan, kamu hizmeti yaptığı yasalarda derç edilmiş Avukatlar üzerindeki sosyal, ekonomik ve siyasi kuşatma devam etmekte, Avukatlara karşı şiddet her geçen gün artmaktadır. Hakim ve savcılarımızın çalışma şartları ortadadır. Odaları basılmakta sırf bu sıfatlarından ve baktıkları davalardan dolayı Şehit edildiklerine üzülerek şahit olmaktayız. Tüm bunlara rağmen kendimizden vazgeçsek de hukuk devletini yaşatmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü; Hukuk ve Bağımsız yargı, hem siyasetin ve devlet yönetiminin ve hem de vatandaşların en temel ve vazgeçilmez güvencesidir.
Yeni Adli yıla girerken ülkemiz zor günler geçirmektedir. Ülkemizde, terörle yapılan Askeri mücadele yerine uygulanmak istenen sivil mücadele kanla beslenen terör örgütü tarafından bitirilmiştir. Ülkemiz toplumsal birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu dönem içerisindedir. Milli bilincimizi yüksek tutarak ve hukuktan ayrılmayarak bu günleri atlatacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır.