8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Değerli Okurlar;
Çankırı Barosu, Kadın Hakları Komisyon Başkanı ve öncelikle bir kadın olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nüzü tüm kalbimle kutluyorum.
İlk olarak günün anlam ve öneminin hatırlanması açısından tüm dünya çapında kutlanan kadınlar gününün ortaya çıkışıyla ilgili kısa bir bilgilendirmede bulunmak istiyorum. Birleşmiş Milletler tarafından 1977 yılında ilan edilen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın başlangıcı, 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yapması olarak kabul edilmektedir. Bu grevler sırasında çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can vermiş, bu olaylardan 52 yıl sonra (1910), Danimarka'nın Kopenhag kentinde düzenlenen II. Sosyalist Enternasyonal toplantısında Clara Zetkin’in önerisiyle, 1857’de başlayan, kadın haklarının kazanılması ve kadınların birlikteliği mücadelesinin her yıl “Kadın Günü” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.
Peki bunca yıl süregelen haklı mücadelede kadın hakları doğrultusunda gelinen nokta nedir? Dünya genelinde kadın hakları alanında son yıllarda olumlu gelişmeler sağlansa bile kadınlar açısından bir çok sorun hala çözülebilmiş değildir. Dünyadaki en yoksul insanların büyük bir çoğunluğu hala (%70’i) kadındır. Dünyadaki eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu (2/3’si) yine kadınlardır. Türkiye’de de durum farklı değildir. Parlamentonun yasa bazında etkin mücadesine rağmen biz kadınların tamamının, bütün insan haklarından yararlanmalarının önündeki en büyük engel olan kadına yönelik şiddet olgusunun her geçen gün artan ağırlığı ve boyutu, moral bozucu olmakla, bu alanda yapılan yasal uygulamaların suçun önüne geçmekte yeterli gelmediği neticesi ne yazıkki aşikar bir tespittir. Kanun ve hukuk nezdinde kadının hakkını araması en son başvurulacak yol olmalı iken, maalesef kadınlarımız sosyal ilişkilerinde verecekleri mücadeleden bir menfaat elde edemeyeceğine baştan hüküm keserek kolluk ve yargı birimlerine sığınmaktadır. Tüm bunların altında yatan en önemli sebep eğitimsiz ve bilinçsiz nesillerin artarak çoğalmasıdır. Ne kadar yasa çıkarılırsa çıkarılsın, her ne kadar sivil toplum ve sair kuruluşlarca kanunda düzenleme öneri verilirse verilsin, bireylerin bilinçleri, eğitimleri, yaşam kültür ve kalitelerinde yükselmeye gidilmezse etkin hiçbir çözüm elde edilemeyeceğine inananlardanım.
Kadın hakları ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair bir çok sempozyum, konferans ve organizasyonlara katılan bir kadın olarak, bu yönde haklı mücadelenin verilmesi için bir araya gelmiş topluluklarda dahi kadın hakları olgusunun abartıldığı, kötüye kullanıldığı, pozitif ayrımcılığın zaten her alanda yeterince uygulandığı gibi beni hayrete düşüren aşikar söylemlerle de karşılaştım, kolluk veya yargı birimlerinde bazı çalışanlarca mağdur bir kadına alay eder şekilde tutum ve davranışlarda bulunanlarla da karşılaştım ve gereken müdahalelerde derhal bulundum. Burada beni mutlu kılan en büyük durum, kadınlarımızın çoğunlukla korkmaması, susmaması, boyun eğmemesi, kendilerine reva görülen yaşam tarzına rıza göstermediğini dile getirmesi ve herşeye rağmen hakkını sonuna kadar aramaya baş koymasıdır. Lütfen kendinize gelin ve kadının gücünü, değerini ve kıymetini hissetmesine izin verip ona saygı gösterin. Yıllarca yazılıp çizilenleri bir kenara bırakarak elinizi vicdanınıza koyup, annelerinizi, eşlerinizi ve kızlarınızı aklınıza getirerek onları incitmeyin. Bunu fikir, benlik ve düşünce tarzı olarak başaramıyorsanız Hz. Peygamberimizin " Allah sizden; kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister; çünkü onlar, sizin analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir." hadisine, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün "Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." sözlerine kulak verin.
Unutmayın; geleceğimiz, bilinçli ve sağlıklı bireyler yetiştirmeye müsait şartlarda yaşayan kadınların dünyaya getirdiği çocuklarımızın elindedir. Haklı olduğuna inandığınız mücadelenizden bir an olsun vazgeçmeyin. Daha adil ve insanca yaşanabilir bir toplum, bir ülke, bir dünya için tüm emekçi kadınlar ! günümüz kutlu olsun.
Çankırı Barosu
Kadın Hakları Komisyon Başkanı
Av. Gamze YAŞAR